Asitler ve Özellikleri Asitler, proton verebilen maddelerin genel adıdır. Kimyada turnusol kağıdı gibi ayıraçlar kullanılarak tanımlanabilir. Turnusol kağıdı, mavi rengini kırmızıya çeviren ve bileşimindeki hidrojenin yerine metal alarak tuz oluşturan hidrojenli karışımlara asit denir. Asitler, su ile hidrojen iyonları (H+) üreten bileşiklerdir. Bu hidrojen iyonları çözeltiyi asidik yapma özelliğine sahiptir. Asitler turnusol kağıdına kırmızı renk verir. Eski Türkçede asit "hamız" olarak bilinirken, bazı kaynaklarda "ekşit" olarak da geçmektedir. Asit kelimesi dilimize Latinceden "acidus" kelimesinden geçmiştir ve bu kelime "ekşi" anlamına gelir. Gıdalarda Bulunan Asitler Gıdaların çoğu asit içermektedir. Örneğin, sirkede asetik asit, limonda ise sitrik asit bulunur. Farklı asitler, sirkeye, limona, şerbete ve ekşi elmaya keskin tatlarını verir. Akülerde sülfürik asit, mide sindirim sıvılarında ise hidroklorik asit bulunur. Asitler, suda eridiğinde hidrojen iyonları (H+) üreten çözeltilerdir. Asitlerin çoğu sıvılar ve gazlar ya da saf katılar olarak bulunsa da sadece suda eriyerek asit gibi tepki verir. Asitlerin çoğu, çinko ve magnezyum gibi metallerle karıştığında hidrojen gazı üretir. Bir başka testte ise asitler, sodyum bikarbonat (NaHCO3) ile karıştırılarak tanımlanabilir. Genel Asit Çeşitleri Hidroklorik asit, asetik asit, fosforik asit ve benzeri birçok bileşik asit özelliği gösterir. Bu bileşiklerin ekşi bir tadı vardır ve renkli belirteçlere etki eder. Ayrıca, asitler bazlarla reaksiyon gösterirken bir ya da birden fazla tuz oluşturur. Asitler üzerine ilk incelemeler sulu çözeltilerle sınırlı kalmış ve suyun çözelti içindeki özel rolü göz önüne alınmamıştır. Bu bileşikler su içinde hidrojen iyonları (H+) veren maddeler olarak tanımlanmıştır. Ancak, asit ve bazlar yalnızca ayrışarak H+ ve OH- iyonları veren maddeler olarak tanımlanamaz. Bu tür bir yorum, asitlerin ve bazların ancak sulu çözelti halinde gösterdikleri temel özelliklerini yeterli düzeyde açıklayabilir. Buna karşılık çözelti halinde kısmi iyonlaşmaya uğrayan karbonik asit, asetik asit ve borik asit gibi türler zayıf asitlerdir. Asitlerin bir başka tür gruplandırılması ise formüllerin incelenmesine dayanmaktadır. Hidroklorik asit (HCl) ve hidrojen sülfür (H2S), asit hidrojeninin bir ametal ile birleşmesinden doğan ikili bileşiklerdir ve hidrasitler adını alırlar. Oksijen İçeren Asitler Nitrik asit (HNO3), sülfürik asit (H2SO4) ve fosforik asit (H3PO4) gibi oksijen içeren asitlere oksoasitler ya da oksiasitler denir. Oksoasitleri diğerlerinden ayıran en önemli özellik, su yitirdiklerinde asit anhidrit vermeleridir. Örneğin, P2O5 fosforik anhidriti, N2O5 nitrik anhidriti ve SO3 sülfürik anhidriti gösterir. Bu bileşikler suyun etkisiyle yeniden aside dönüşür. Oksoasitler, özellikle asit klorürlerinin ve asit halojenürlerinin varlığıyla diğerlerinden ayrılır. Bir OH grubunun yerini asit klorürleri alır ve asit hidrojeni içeren bir klor atomu sonucu oluşur. Nitril klorür, asetil klorür, karbonil klorür gibi bileşikler suyun etkisiyle yeniden aside dönüşür. Asit klorürlerinin özellikleri göz önüne alındığında, bir oksoasit formülünde her asit hidrojeninin bir oksijen atomu aracılığıyla molekülün kalan bölümüne bağlandığı söylenebilir. Dolayısıyla, nitrik asit H-O-NO2, sülfürik asit ise (H-O)2SO2 şeklinde yazılır. Asit Türleri
|
Nergiz
15 Nisan 2024 PazartesiÇocuğum oyun oynarken temizlik malzemelerinin bulunduğu yere gizlice gitmiş. Burada gizlice asit içeriğine sahip olan tuz ruhunu önce eline dökmüş. Ardından asitli yapıyı gözüne götürerek sürmüş. Şimdi çocuğum yoğun bakımda ve gözlerini açamıyor. Acaba asit içerikli tuz ruhu nedeniyle kalıcı görmeme problemi ortaya çıkar mı? Çocuğumun sağlığını nasıl koruyabilirim.
Cevap yazAdmin
15 Nisan 2024 PazartesiÇok üzgünüm, yaşadığınız durum gerçekten çok üzücü. Asit içerikli maddeler gözde ciddi hasarlara neden olabilir ve bazen kalıcı görmeme problemleri ortaya çıkabilir. Bu konuda en doğru bilgiyi ve tedavi yöntemlerini sadece bir göz doktoru (oftalmolog) verebilir. Çocuğunuzun sağlığını korumak için doktorların tavsiyelerine harfiyen uymanız ve önerilen tedavileri eksiksiz uygulamanız önemlidir. Ayrıca evdeki tehlikeli maddeleri çocukların asla erişemeyeceği bir yerde saklamanız, gelecekte benzer kazaları önlemek için kritik bir adımdır. Umuyorum ki çocuğunuz en kısa zamanda sağlığına kavuşur.