Asetilsalisilik asit, daha yaygın olarak bilinen adıyla aspirin, ağrı kesici ve ateş düşürücü özellikleriyle bilinen bir ilaçtır. Kimyasal formülü C₉H₈O₄ olarak gösterilir. Reçetesiz olarak temin edilebilen bu beyaz hap, çeşitli hafif ağrılarda ve kan seyreltici olarak kullanılır. Asetilsalisilik asit, doğada keçisakalı bitkisinin çiçeklerinde, söğüt ağacı özünde ve keklik üzümü yağında bulunur. Bu asidin asetil türevi, yani kimyasal formülüne asetil grubu eklenmiş hali aspirin olarak adlandırılır. İlk kez 1853 yılında Carl Gerhardt tarafından sentezlenmiştir. Tıbbi açıdan faydaları ise 1899 yılında Heinrich Dresser tarafından ortaya konulmuştur.

Aspirin, midede kanama, akciğerlerde hava yollarının daralması gibi yan etkilere neden olabilir. Ayrıca, bazı bireylerde aspirine karşı alerji gelişebilir. Kanın pıhtılaşma süresini artırarak kanamalara yol açabilir. Beyindeki bazı bölgeleri uyararak bulantı ve kusma etkisi gösterebilir. Aynı zamanda, kullanılan bazı ilaçların yan etkilerini artırabilir. Aspirin, kan pıhtılaşmasını sağlayan trombositlerin azaldığı durumlarda, mide ve on iki parmak ülserlerinde, karaciğer ve böbrek yetmezliğinde, iç kulak arızalarında ve astım rahatsızlığında kullanılmamalıdır.

Zehirlenme belirtileri görüldüğünde veya daha ileri aşamada yüksek ateş, titreme, terleme, ilerlemiş nefes darlığı, vücutta sıvı azalması ve koma hali olduğunda derhal bir doktora başvurulmalıdır. Tedavi sırasında teneffüs edilen gaz karışımına %5-10 oranında karbondioksit eklenir. Ayrıca, idrar söktürücü ilaçların yanı sıra toplardamar yoluyla sodyum bikarbonat verilir. Çırpınma hali varsa, haloperidol ve piperidon gibi ilaçlar kullanılır.