Asit yağmurlarının oluşumu, fosil yakıt atıklarının doğal su döngüsüne karışmasıyla doğrudan ilişkilidir. Bu süreç, yalnızca doğal olaylar sonucunda değil, aynı zamanda insan faaliyetleri nedeniyle de meydana gelir. İnsanların doğaya müdahalesi, asit yağmurlarının oluşumu için gerekli ortamı hazırlar.

Havayı kirleten kükürtdioksit (SO₂) ve azotoksit (NOₓ) gibi kirleticiler, partikül madde ve hidrokarbon yayılımına neden olur. Bu kirleticiler atmosferde çeşitli kimyasal reaksiyonlara uğrar ve uzak mesafelere taşınarak yağmur olarak yeryüzüne iner. Asit yağmurlarının oluşumuna baktığımızda, sanayi tesisleri, ev ısıtmaları ve otomobillerden kaynaklanan sülfür ve azot oksitleri içeren su buharı emisyonlarının bu sürece yol açtığını görebiliriz.

Endüstriyel faaliyetler, konutlarda ısınma amaçlı olarak kullanılan fosil kökenli yakıtlar, motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazları ve fosil yakıtlarla enerji üreten termik santraller, havanın kirlenmesine ve atmosfere zararlı maddeler yayılmasına neden olur. Bu zararlı gaz ve maddeler, 2 ila 7 gün arasında havada asılı kalabilir ve zamanla çok daha uzak bölgelere taşınarak burada çökelti olarak yeryüzüne düşebilir.

Asit yağmurlarının oluşumu, özellikle Sanayi Devrimi'nden sonra kükürt ve azot gazlarının atmosferde hızla birikmesi sonucunda etkisini hissettirmeye başlamıştır. Bu durum, asit yağmurlarının oluşumunda en fazla insan yapımı çalışmaların etkili olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, ekonomisi sanayiye dayanan bir ülke olarak en çok Çin'in asit yağmurlarına neden olduğunu ve bu durumdan en çok Japonya'nın etkilendiğini söyleyebiliriz.

Hava kirliliği ve asit yağmurlarının çevreye verdiği zararlar nedeniyle bu duruma engel olacak bazı tedbirlerin alınması gerekir. 160 ülke arasında imzalanan Kyoto Protokolü, bu duruma yönelik alınmış önemli önlemlerden biridir. Ancak hem bireylerin hem de ülkelerin kendi içinde alacakları bazı tedbirler de bulunmaktadır.